BÜLENT Ersoy’un geçtiğimiz günlerde Anıtkabir’e yağmurlu havada yaptığı ziyarette, kendisine eşlik eden bir subay tarafından şemsiye tutulması …
BÜLENT Ersoy’un geçtiğimiz günlerde Anıtkabir’e yağmurlu havada yaptığı ziyarette, kendisine eşlik eden bir subay tarafından şemsiye tutulması sosyal medyada büyük tepki çekti.
Milli Savunma Bakanlığı’nca başlatılan inceleme 24 saat içinde sonuçlandırıldı. Bakanlık dün öğle saatlerinde “Hakkında inceleme başlatılan Anıtkabir Komutanı ve Takım Komutanı görevinden alınmıştır” diye kısa bir açıklama yaptı. Hakkâri’ye atandığı belirtilen Anıtkabir Komutanı Hava Savunma Albay Hakan Osman Sert’in bu atamayı, “Haksız yere sürgün” olarak değerlendirdiği ve bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) emekliliğini istediği öğrenildi.
Anıtkabir Komutanı ve şemsiye tutan subay görevden alındı
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI BİLDİRMİŞ
Sanatçı Bülent Ersoy’un Anıtkabir ziyaretini Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da Anıtkabir Komutanlığı’na bildirdiği öğrenildi.
Anıtkabir Komutanlığı’nın Türk kamuoyunun yakından tanıdığı bir sanatçının bu ziyaretine özen gösterdiği, bu nedenle ziyaretle ilgili bir takım komutanının görevlendirildiği belirtildi.
Kulislerde Anıtkabir Komutanı ile Takım Komutanı’nın görevden alınmasını bizzat Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın istediği, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan da onay alınmasından sonra Milli Savunma Bakanlığı’nın görevden almayla ilgili kısa açıklamayı yaptığı konuşuluyor.
Kulislerde ayrıca görevden almanın gerekçesi olarak “Ersoy’un çevresinde birçok sivil varken, şemsiye tutmanın üniformalı bir asker tarafından yapılmış olması” dile getiriliyor.
Anıtkabir Komutanı Hava Savunma Albay Hakan Osman Sert
KİMSEDEN BÖYLE BİR TALEBİM OLMADI
Bülent Ersoy, konuyla ilgili Erol Köse’ye konuştu. Ersoy, şöyle dedi: “Sadece ve sadece Ata’ya duamı ettim. Mezarının başında dua ettim, sonra mozolesinin başında saygı duruşunda bulundum kendimce. Yani kimse bana aman şemsiye tutsun, aman sandalye versin demedim. Sandalyeyi kendim götürdüm, arabanın arkasındaydı. Komutanın ve garip asker çocuğun sürülmesi, bunlar doğru şeyler mi? Şemsiye tutulmasına gerek yoktu. Eğer ben oraya gittiysem yağmur da olsa, sel de olsa, kar da yağsa, ki yağıyordu zaten, saygı duruşunda bulunurken şapkamı çıkardım. Adamdan böyle bir talebim olmadı çünkü başımda şapkam vardı. Haydi şapkayı çıkardığım vakit diyelim, zaten fotoğraflarda görüldüğü gibi şapkam çıktığı vakit hiç benim yanımda, arkamda öyle bir görevli yoktu. Şimdi bir sanatkâra eğer böyle bir tavır sergilenip de şemsiye tutmuşlarsa ben istemesem de, ne var bunda…”
Bülent Ersoy, Anıtkabir fotoğraflarını sosyal medyada paylaştı.
Gözden Kaçmasın
‘Diva’lık gayreti görevli askerlerin başını yaktı
BİR ŞEMSİYENİN BEDELİ AĞIR OLDU
ORKUN ÜN: Şemsiyenin bedeli ağır oldu. Dün görüşümü açıkça yazdım.. “Bülent Ersoy şemsiyesini Anıtkabir’deki görevli askere taşıtmamalıydı” dedim. Ama askerin de bir suçu olmadığını söyledim. O görüntülerden sonra Anıtkabir Komutanı Hava Savunma Albay Hakan Osman Sert hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı. Sert artık Anıtkabir komutanı değil. Hakkâri Yüksekova’ya görevlendirildi. Birbirimizi kandırmayalım, ‘sürüldü’ Albay Hakkâri’ye. Takım komutanı da görevden alındı. Biz işin bu kadar büyüyeceğini tahmin etmedik. Bir şemsiye tutuldu diye olacak iş mi bu? Ah Bülent Ersoy ah. Önce orkestra arkadaşlarını hapse attırdın şimdi de Anıtkabir Komutanı’nın görev yerini değiştirttin.
SÜRÜLMESİ ABARTILI BİR DURUM
Onur Baştürk: Sırf nezaketinden Bülent Ersoy’a şemsiye tuttu diye o askerin Hakkâri’ye sürülmesi, bu görüntü karşısında sosyal medyada iri laflarla tepki gösterenler kadar abartılı bir durum. Asla ‘orta’mız yok. Kurum içi kurallara karışmak istemem ama askerin sürülmesi çok aşırı olmadı mı? Nezaket ölsün mü isteniyor yani? Bülent Ersoy değil de, yaşlı bir kadına şemsiye tutuyor olsaydı o asker, aynı şeyi yaşayacak mıydı?
ATA’YA SAYGI ŞOVA DÖNÜŞTÜ
SAVAŞ ÖZBEY : Bülent Ersoy kaş yapayım derken göz çıkardı. Sorsanız iyi bir şey yapıyor, Ata’mıza saygısını sunuyor ama onu bile şova dönüştürdü. Tekerlekli sandalyeler, korumalar, hizmetçiler… Bıraksanız Ata’nın huzuruna da kendisini yelleyen kapı kulları eşliğinde, tahtırevanla gidecek. Rahatsızlığı olabilir ama yatalak değil ki. Keşke bu ziyareti hiç yapmasaydı yahut her sade vatandaş gibi hürmetini efendice gösterebileceği bir başka zamanı tercih etseydi. İşte sonuç: Her yerde, her ortamda ayrıcalıklı olma, ‘Diva’lık gayreti oradaki görevli askerlerin de başını yaktı.